Tarih: 18.12.2025 17:33

Binalar Tamam, Tabelalar Asılı… Peki Çocuklar Nerede?

Facebook Twitter Linked-in

Bu şehirde artık kimse "yoktu" diyemez.
Erzurum'da Bilgi Evleri var. Donanımlı, modern, eğitim salonlarıyla, etüt alanlarıyla, kütüphaneleriyle hazır durumda. Fakat ortada rahatsız edici bir gerçek duruyor: Bu merkezler, ihtiyaç kadar dolu değil.

Bir tarafta Hüseyin Altın, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Prof. Dr. Muammer Yaylalı Bilgi Evi adını taşıyan; gençlerin eğitim ve gelişimine katkı sunmak üzere planlanmış Bilgi Evleri…
Diğer tarafta ise maddi imkânsızlıklar nedeniyle dershaneye gidemeyen, akademik destekten uzak kalan çocuklar.

Bu tabloyu "zamanla oturur" diyerek geçiştirmek artık mümkün değildir.

Sorun bina eksikliği değildir.
Sorun bütçe de değildir.


Sorun yönlendirme, sahiplenme ve kurumsal eşgüdüm eksikliğidir.

Yaz aylarında çocuklar tek kanallı bir anlayışla belirli kurslara yönlendirilirken, eğitim-öğretim yılı başladığında Bilgi Evlerinin sistemli biçimde devreye alınmaması ciddi bir planlama zaafıdır. Oysa bu merkezler; ders çalışma alışkanlığı kazandırmak, akademik destek sağlamak ve çocukları sokaktan uzak tutmak için oluşturulmuştur.

Burada artık açık konuşmak gerekir.

Şehrin mülki idaresine düşen görev açıktır:

Eğitim amaçlı yapılan bu merkezlerin, okul yönetimleriyle ve rehberlik mekanizmalarıyla entegre edilmesi sağlanmadan başarıdan söz edilemez. Bilgi Evleri, yalnızca belediyenin iyi niyetiyle ayakta kalacak yapılar değildir; koordinasyon gerektirir.

İlçelerdeki yerel yöneticilere düşen görev de nettir:

Mahallenizde çocuklar akşam saatlerini sokakta geçirirken, birkaç adım ötede ışıkları yanan ama yarı boş kalan Bilgi Evleri varsa, bu durum "biz yaptık" ya da "biz yapmadık" tartışmasının ötesindedir. Bu, doğrudan sahiplenme sorunudur.

Ve burada özellikle altı çizilmesi gereken bir başka başlık var:

Bu şehirde eğitimden sorumlu olan kurumsal yapıların, yalnızca okul binalarının içiyle sınırlı bir bakış açısına sıkışması kabul edilemez. Akademik destek, etüt ihtiyacı ve sosyal öğrenme alanları görmezden gelinemez. Rehber öğretmenlerin, okul idarelerinin ve yönlendirme mekanizmalarının Bilgi Evlerini bir tamamlayıcı eğitim alanı olarak görmesi artık bir tercih değil, zorunluluktur.

Aksi halde şu soru cevapsız kalacaktır:


Okuldan çıkan, dershaneye gidemeyen çocuk nereye gidecek?

Şunu da hakkaniyetle teslim edelim:
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, şehirde eğitim ve bilime öncelik tanıyan bir anlayışla Eğitim, Kültür ve Sosyal Hizmet amaçlı çok amaçlı merkezleri ilk kez bu ölçekte hayata geçirmiştir. Bu merkezler, sosyal belediyecilik açısından ciddi bir iradenin ürünüdür ve teşekkür edilmeyi hak eder.

Ancak bu iradenin sahada karşılık bulması için tek başına yeterli olmadığı artık görülmelidir.

Velilere düşen sorumluluk da açıktır:
Çocuğunuzun geleceğini yalnızca ekonomik gücünüzle sınırlamayın. Bu şehirde sizin için oluşturulmuş, ücretsiz ve kamusal eğitim destek alanları vardır. Bilin, talep edin, kapısını çalın.

Bu yazı bir polemik değildir.
Bu yazı bir uyarıdır.
Bu yazı, yarın "imkân vardı ama kullanılmadı" denilmemesi içindir.

Çünkü eğitimde ihmal edilen her çocuk,
yalnızca bir aileyi değil,
bir şehrin geleceğini eksiltir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —