TRHT : Özel, "Devlet Bahçeli'nin 'Demirtaş'ın tahliyesi hayırlı olacaktır' şeklindeki beyanını 'çok hayırlı bir demeç' olarak nitelendirmiştir."
Selahattin Demirtaş,MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e teşekkür etti.
CHP içinde,
Parti içinde özellikle "demokratikleşme" ve "Kürt seçmenle yeniden yakınlaşma" isteyen kesimler,
Özel'in sözlerini cesur ve samimi buldu.
Bu kesimlere göre CHP, geçmişte "iktidar baskısıyla" veya "milli güvenlik algısıyla" bazı konularda fazla temkinli davrandı; şimdi ise "insan hakları" ve "hukuk devleti" merkezine döndü.
Geleneksel-milliyetçi kanat açısından:
Bazı partililer (özellikle Ege, İç Anadolu ve Karadeniz tabanında) bu açıklamaları "riskli" görüyor.
Gerekçe: CHP'nin "PKK ile arasına yeterince mesafe koymadığı" algısının, iktidar medyası tarafından kullanılabileceği endişesi.
Bu nedenle Özel, parti tabanını kaybetmeden "insan hakları savunusu" çizgisinde dikkatli ilerlemeye çalışıyor.
Kamuoyundaki Kürt seçmen üzerindeki etkileri.
DEM Parti seçmeninde "CHP artık samimi bir muhalefet odağı olabilir" düşüncesini güçlendirdi.
Özellikle 2024 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara ve Adana gibi büyükşehirlerde Kürt seçmenin desteği CHP için belirleyici olmuştu. Bu söylem, bu desteği kalıcı kılma hamlesi olarak görülüyor.
Cumhur İttifakı olan İktidar cephesi üzerinde:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli, Özel'in bu tutumunu "terörle arasına mesafe koyamamak" olarak eleştirdi.
Ancak Erdoğan'ın son dönemde "yargı kararına uyacağız" demesiyle birlikte, Özel'in mesajı artık tamamen zıt değil, "hukuka dönüş" ortak paydasında okunabilir hale geldi.
Yani Özel, "hukuk devleti" söylemini merkez alarak hem iktidarın elini sıkıştırıyor hem de CHP'yi demokratik zeminde konumlandırıyor.
Stratejik sonuç:
Bu çıkış, CHP'nin "eski devlet partisi" imajından sıyrılıp "özgürlükçü merkez sol" çizgisine kayma sürecinin parçası
Aynı zamanda Özgür Özel'in Kılıçdaroğlu döneminden farklı olarak daha barışçıl, kapsayıcı ve diyalogcu bir siyaset yürüttüğünü gösteriyor.
Dolayısıyla bu söylem, hem DEM Partisi ile olası iş birliklerine zemin hazırlıyor hem de uluslararası kamuoyunda CHP'nin "hukuk devleti" vurgusunu güçlendiriyor.
CHP'nin Yeni Konumlanışı: "Merkezde, ama daha özgürlükçü"
Özgür Özel'in çizgisi, Kemal Kılıçdaroğlu döneminin "muhalefet bloğu" mantığını koruyup, dili çok daha yumuşak ve kapsayıcı hale getiriyor.
Bu da CHP'yi üç stratejik hedefe taşıyor:
Kürt seçmeni yeniden kazanmak: Özür ve hukuk vurgusu, özellikle DEM Parti seçmeni nezdinde "CHP bize sırtını dönmedi" algısı oluşturuyor.
Bu, İstanbul, Ankara, Mersin ve Adana gibi büyükşehirlerde belediye seçim başarısının kalıcı hale gelmesi açısından kritik.
DEM Parti ile doğrudan ittifak değil ama örtülü destek mekanizması yeniden kurulabilir.
Sağ tabana açık mesajlar:
Özel, milliyetçi seçmeni ürkütmemek için "teröre karşı duruş" çizgisini koruyor.
Bu sayede CHP, İYİ Parti'den kopan seküler-milliyetçi kitleyi çekebilecek pozisyonda kalıyor.
Genç ve şehirli seçmen:
Demokrasi, ifade özgürlüğü ve adalet temalı söylemler; gençlerin "yasakçı siyaset"e olan tepkisini CHP'ye yöneltebilir.
Bu kitle, AK Parti sonrası dönemin "kararsız ama değişim isteyen" seçmenidir.
İktidar cephesine etkisi:
Erdoğan'ın "yargı kararına uyacağız" açıklamasıyla birlikte, Özgür Özel'in söylemi doğrudan karşıt değil, ama rakip demokratik zemin oluşturuyor.
MHP cephesinde ise bu açıklamalar "tehlikeli yumuşama" olarak görülüyor. Bahçeli'nin tepkileri, Cumhur İttifakı içinde dengeyi koruma refleksi olarak yorumlanıyor.
Yani Özel'in çıkışı, iktidar bloğu içinde çatlak yaratma potansiyeli taşıyor: biri "hukuka uyacağız" diyor, diğeri "asla" diyor.
Seçim senaryosu:
Erken seçim olursa:
Ekonomik kriz ve yargı tartışmaları erken seçimi tetiklerse, Özel'in bu açıklamaları demokratikleşme ve adalet ekseninde erken hazırlık anlamına gelir.
DEM Parti'nin açık desteğiyle, muhalefet blokunun yeniden %50 bandına yaklaşması mümkün hale gelir.
2028 genel seçim senaryosu:
Özgür Özel, 2028'e giderken "yeni bir muhalefet dili" kurmaya çalışıyor:
"Kavga değil, hukuk devleti ve eşit yurttaşlık."
Bu söylem, uluslararası destek (özellikle AB çevreleri) ve Türkiye içindeki demokrat kitlelerin yeniden toparlanması için stratejik bir temel oluşturuyor.
Riskler ve zorluklar:
Milliyetçi tabanın tepkisi: Özür açıklamaları bazı bölgelerde CHP'nin oylarını düşürebilir.
İktidar medyasının "terörle yan yana" algısı oluşturma çabası: Bu söylemler medyada çarpıtılarak kullanılabilir.
DEM Parti'nin aşırı talepleri: CHP bu çizgiyi "hukuk devleti sınırında" tutmak zorunda, aksi halde merkez seçmeni kaybedebilir.
