Atalarımız boşuna dememiş: "Eline, diline, beline sahip ol." Bu söz sadece ahlaki bir öğüt değildir; devlet ciddiyetinin, makam sorumluluğunun, liyakatın özünü anlatır. Hele ki devlet memuruysan, hele ki polislik gibi toplumun güven kapısını elinde tutan bir meslekteysen, bu söz kural değil kanundur.
Son günlerde polis memuru Onur Şener hakkında sosyal medyada paylaşılan görüntüler ile başlayan tartışmalar, bize bir kez daha devlet memuriyetinin sınırlarını hatırlattı. Kim ne derse desin, ortada "ben böyle inanıyorum, böyle söylüyorum" kolaycılığıyla geçiştirilemeyecek bir mesele vardır. Çünkü memuriyet; özgürlükten önce sorumluluk, bireysel ifadeden önce devletin vakarını taşımaktır.
Görev Başka, Özel Hayat Başka; Ama Üniforma Her Yerde Aynı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü, devlet memuru disiplin hükümleri… Bunların hepsi boşuna yazılmadı. Çünkü "bir ağacın dalı ne kadar uzarsa, kökü o kadar derin ister."
Elbette insanın fikri olur, düşüncesi olur, eleştirisi olur. Ama memuriyet şunu söyler:
"Görevdeysen devletin sözü, sivildeysen devletin vakarısın."
Ağzından çıkan her cümle, devlet otoritesine karşı çevrilen her kamera, yalnız seni değil; üniformayı, kurumunu, devlet disiplinini temsil eder.
Atalarımız "Söz ağızdan çıkana kadar senin esirindir; ağızdan çıktıktan sonra sen onun esiri olursun" derken boş konuşmadı.
"Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin"
Devlet memuriyeti gönül işidir. Kimse kimseyi zorla polis yapmaz. Hatta devlet der ki:
"Alnının teriyle, haysiyetinle gel; ama kurallarımla çalış."
Bu yüzden:
"Ben düşündüm, söyledim, hakkımdır!" diyenlere devlet şu cümleyi yıllardır tek bir kelime değiştirmeden tekrar eder:
"Bu kapıdan giren kendi hakkından önce devletin hakkını taşır."
Devlete rağmen devlet memuru olunmaz. Çünkü devlet ekmek verir ama karşılığında disiplin ister.
Onur Şener'in Durumu Neyi Gösterdi?
Belki iyi niyetle konuştu, belki haklı olduğunu düşündü.
Ama kanun, iyi niyetle değil; düzenin korunmasıyla ilgilenir. Çünkü devlet şöyle düşünür:
"Bir memur kendi disiplinine uymazsa, vatandaştan nasıl uymasını isteyebilirim?"
Bu yalnız Onur Şener için değil; görevde olan her polis, öğretmen, doktor, memur için geçerlidir.
Kamu görevi, kişinin değil, milletin işidir.
Unutmayalım:
Her kapının anahtarı o kapının kilidine göre yapılır.
Kendi fikrinin anahtarı devlet kapısını açmaz.
Disiplin olmazsa düzen olmaz, düzen olmazsa devlet olmaz.
Devlete hizmet eden, önce devletin kurallarına hizmet eder.
Öyleyse ne diyor atalar?
"Ağaca yaslanma kurur, insana yaslanma ölür; devlete yaslan ki ömür bulasın."
Son sözüm değerli dostlar:
Devlet memuruysan, devletin yükünü taşıyorsun demektir.
Bu yük hem şereftir, hem sorumluluk.
Ve sorumluluk, söylemeden önce düşünmeyi, düşünmeden önce kanunu bilmeyi, kanunu bilmeden önce atasözlerinin gösterdiği yolu izlemeyi gerektirir.
Yani ''Ya bu deveyi güdceksin Ya da bu diyardan gideceksin''
