Tarih: 12.12.2025 11:45

Erzurum’da Siyasetin Savaşı, Halkın Sessiz Çığlığı

Facebook Twitter Linked-in

Erzurum'da son günlerde siyasetin kulislerinde dolaşan iddialar, sokaktaki vatandaşın yüzüne bakınca daha anlamlı hâle geliyor. Yeniden Refah Partisi MKYK Üyesi Sadık Çat'ın belediyelerdeki "akraba kayırmacılığı" ve "özel kalemden memuriyet" iddiaları tartışma yaratadursun… Şehrin gerçek sahibi olan halk, çok uzun zamandır kendi sessiz dramını yaşıyor.

Siyasiler, iktidar olmak uğruna birbirlerinin açığını bulmaya, rakiplerini yıpratmaya ve sahneye güçlü çıkmaya çalışırken; bu savaşın ardında kim var dersiniz?

Yorgun, kırgın, bıkkın halk…

Bugün bir markette alışveriş yapan vatandaş, bir poşet meyve alırken iki kere düşünüyor. Doğalgaz faturası gelen bir çalışan elini başının arasına alıp "Bu ay nasıl bitecek?" diye hesap yapıyor. Asgari ücretle çalışan genç bir baba, çocuğunun istediği bir montu ay sonuna bırakıyor. Emekliler, çarşıdan eve dönerken artık umut taşımıyor; sadece yorgunluk taşıyor.

İşte tam da böyle bir dönemde, siyaset cephesinde kopan fırtınalar halka daha ağır geliyor. Çünkü halk şunu çok net görüyor:

Koltuk savaşları büyüyor, ama kimin koltuğu yükselirse yükselsin, halkın beli daha da bükülüyor.

Sadık Çat'ın ortaya attığı iddialar bir gerçeği yeniden yüzümüze çarpıyor:
Siyasiler birbirine "kim kimi nereye yerleştirdi" diye savaş verirken, halk çoktan hayatta kalma mücadelesine girişmiş durumda. Bir grup insan belediyelerde akraba transferi konuşuyor; bir grup insan ise mutfakta tencereyi kaynatmanın yollarını arıyor.

Vatandaş artık çok yoruldu.
Ve açık konuşalım: Bu halk artık kin tutuyor.

Çünkü yıllardır yapılan yanlışlar, bitmeyen kavgalar, siyasi hesaplar, çekişmeler, manipülatif çıkışlar ve birbirinin açığını arayan siyaset anlayışı… Hepsi ama hepsi, halkın gözünde güveni sıfırladı. İnsanlar "Kim haklı, kim haksız?" sorusunu bile sormuyor artık. Çünkü onların derdi çok daha büyük:

Hayatta kalmak.

Erzurum'un sokaklarında gezen bir vatandaş, siyasi tartışmaları duyunca başını çeviriyor. Çünkü kendi derdi varken, başkasının makam kavgasını dinleyecek hâli kalmadı.
Ekonomik zorluklar, yoksullaşma, pahalılık ve her ay biraz daha derine batan hayat şartları insanları tamamen tüketti.

Siyaset ise hâlâ aynı:
Kim kimi işe sokmuş, kim kimin yakını, kim hangi koltuğu hak ediyor, kim hangi makamı kapacak…

Bu acı tabloya baktığınızda ister istemez şu soruyu sormadan edemiyorsunuz:

Bu halkın suçu ne?

Bozulan ekonomik yapının yükünü halk taşıyor.
Siyasi savaşların enkazını yine halk temizliyor.
Makamlardaki hesaplaşmaların bedelini yine halk ödüyor.

Seçimden seçime hatırlanan, sadece oy zamanı kapısı çalınan vatandaş, bugün artık konuşmuyor, bağırmıyor, şikâyet etmiyor. Çünkü içten içe bir noktaya vardı:

Halk artık siyasete küsmeye başladı…
Ve bu küskünlük, bu kırgınlık, bu nefret… Bir gün sandıkta çok ağır bir hesap olarak dönecek.

Siyasetçiler unutmamalı:
Bu şehirde insanlar çalışarak, alın teriyle, onuruyla yaşamaya çalışıyor.
Kimsenin akrabasına yer açmak için, kimsenin koltuk hırsı için, kimsenin siyasi kavgası için yaşamıyorlar.

Erzurum bugün bir yol ayrımında.
Bir tarafta siyasi çekişmelerin yarattığı gürültü,
diğer tarafta umutları tükenen halkın sessiz çığlığı var.

O çığlık duyulmazsa, bu şehirde asıl deprem işte o zaman yaşanacak.
Ve enkaz altında kalacak olan ne bir parti olacak, ne bir makam…

Güven olacak.

Halkın güveni gidince geriye hiçbir şey kalmaz.
Erzurum bunu hak etmiyor.
Erzurum'un insanı hiç hak etmiyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —