Tarih: 11.12.2025 21:23

Kefenin Cebi Yok Cumhurbaşkanım, Ama Emeklinin de Yok!”

Facebook Twitter Linked-in

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİSK'in 29. Olağan Genel Kurulu'nda işverenlere seslenirken dikkat çekici bir ifade kullandı:
"Kefenin cebi yok."

Söz doğru… Hem de herkes için geçerli.
Fakat bu cümle, salondaki işverenleri düşünmeye iterken, ülkenin dört bir yanında televizyon başında oturan emeklilerin yüzünde hafif bir tebessüm oluşturdu. Çünkü emeklinin halini bilen bilir:
Onların cebinin durumu çoktan kefenle senkronize olmuş durumda.

Cumhurbaşkanı'nın, işverenlere yönelik "vicdanlı olun, çalışanı gözetin" çağrısı önemliydi. Asgari ücret tartışmalarının yoğunlaştığı bugünlerde bu mesaj, ekonomik dengeyi hatırlatan bir işaret niteliği taşıyor. Ancak tam da bu noktada, ülkenin en geniş ve en sessiz kesimi olan emeklilerin, "Biz de buradayız" demek istediğini hissetmemek mümkün değil.

Çünkü son dönemin ekonomik koşullarında, en çok zorlanan kesim belki de onlar. Fiyatlar yükseliyor, market rafları hızlı değişiyor, kalemler kımıldamıyor ama etiketler durmuyor. Emekliler ise tüm bu tablo karşısında gelişmiş bir "moral direnci"yle yaşamayı sürdürüyor. Belki de bu yüzden Cumhurbaşkanı'nın sözleri onlarda farklı bir anlama bürünüyor:

"Kefenin cebi yok" evet… Ama emeklinin cebinin durumunu anlatmak için artık böyle metaforlara ihtiyaç da yok.

Bununla birlikte, bu tabloyu mizahla karşılayan emekliler de yok değil.
"Bizim cebin boşluğu, felsefeye ilgi duyma nedenimiz oldu" diyen de var,
"Minimal yaşam tarzının öncüleriyiz" diye söze başlayan da…

Ama işin şakası bir yana, Türkiye'nin önemli bir gerçeği ortada duruyor:
Emekli, bugünün ekonomik şartlarında en kırılgan ve en korunmasız kesimlerden biri.

Cumhurbaşkanı işverenlere çağrı yaparken, emekliler de doğal olarak kendilerine dönük bir adım, bir iyileştirme beklentisi içinde. Seyyanen zam tartışmaları sürerken, bu kesimin yaşam standardının korunması kamuoyunun ortak talebi niteliğinde.

Belki de tüm bu hikâyede asıl mesele şu:
"Cebin olup olmaması" değil;
o cebin insana yaşarken güven hissi verip vermemesi.

Ekonomi bir matematik hesabı olabilir;
ama huzur, her zaman rakamlarla ölçülemiyor.

Dolayısıyla bugün, işverenler için yapılan çağrı kadar, emeklinin durumuna yönelik beklenti de kamuoyunda güçlü bir şekilde hissediliyor.
Bu toplumsal ses, mizahın arkasına saklanan bir gerçeklik:
İnsan, ömrünün son döneminde en azından rahat bir nefes almak ister.

Cumhurbaşkanı'nın sözleri elbette sembolikti;
ama emeklinin sesi gerçek:
"Bizim cebimiz de unutulmasın."
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —