Papa'nın İznik ziyareti, tarihî ve dini bir etkinlik olarak planlanmış olabilir; ama Türkiye'de siyasetin ve hassas dini değerlerin gölgesinde hiçbir olay sadece kendi bağlamında kalmıyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın sert açıklamaları bunun en güncel örneği.

Yalçın, 325 yılında düzenlenen Konsil Toplantısı'nın canlandırıldığı gösterişli ayini "planlı mesajlar içeren bir şov" olarak nitelendirdi ve Selçuklu ve Osmanlı bakiyesi Türk topraklarında yapılan bu maksatlı etkinliğin kamuoyunda rahatsızlık yarattığını vurguladı.
Ziyaret sırasında dikkati çeken bir diğer detay ise ilahi gösterisi oldu. Ayinde ilahiyi söyleyen kadın sanatçının başının açık olması, bazı kesimlerde dini hassasiyetlerin ihlali olarak yorumlandı. İslam inancında Hz. Peygamber'in "Kadınların yanına girmekten sakının" ve hısımlar dışında süs yerlerinin kapalı olması gerektiği şeklindeki öğütleri, sosyal medyada tartışmaların yoğunlaşmasına yol açtı. Bu durum, Türkiye'de hem milliyetçi hem de muhafazakâr kesimlerde sert tepkilere sebep oldu.

Diğer yandan, Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan'ın Papa'nın konuşması sırasında gösterdiği saygın bakış ve coşkuyla alkış durumu da dikkat çekti. Bu davranış, devlet protokolü ve diplomatik nezaket çerçevesinde değerlendirilebilir; ancak sosyal medyada farklı yorumlara yol açtı. Bazıları bunu "diplomatik nezaket" olarak görürken, bazı kesimler için "dini hassasiyetlere ters düşen bir görüntü" şeklinde yorumlandı.

Bu gelişmeler ışığında, MHP'nin sert çıkışı iki şekilde okunabilir:
Milliyetçi tabana mesaj: Parti, dini ve tarihî hassasiyetleri öne çıkararak kendi seçmenini konsolide etmeyi hedefliyor.
İttifakın rol dağılımı: AK Parti diplomatik dili sürdürürken, MHP ideolojik tonu temsil ediyor; yani görünür bir gerilimden ziyade kontrollü bir ton farkı söz konusu.
Sosyal medya tartışmaları, Papa'nın ayininin yalnızca tarihî ve kültürel bir etkinlik olmadığını gösterdi. Milliyetçi ve muhafazakâr kesimler için "dini hassasiyetler kaşınıyor" algısı ön planda. Diplomasi ve kültürel işbirliğine odaklanan yorumlar ise Erdoğan'ın ve devlet protokolünün tavrını önemsizleştirmiyor, ama tartışmanın tonunu değiştirmiyor.
Papa'nın ayini, Türkiye'de siyasetin, dini hassasiyetlerin ve toplumsal tartışmaların aynasında büyüdü. Ankara'daki ton farkları ve protokol detayları, yalnızca Cumhur İttifakı içi dengeleri değil, önümüzdeki dönemde seçim atmosferinde taban mobilizasyonunu da şekillendirecek gibi görünüyor.
