Dört ay önce “Süt Üretiminde Yapısal Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığıyla ele aldığım sorun, geçen hafta süt üreticilerinin “12 TL’ye süt mü olur?” diyerek gerçekleştirdiği protesto eylemiyle Erzurum’daki muhalefetin gündemine girdi.

Peş peşe açıklamalar yaparak “süt üreticisi kardeşlerimizin sıkıntısını paylaşıyoruz” diyor ve sözde çözüm önerileri getirmeye çalışıyorlar.

Muhalefetin görevi, sorunları üreticiler sokağa dökülmeden önce fark edip gündeme taşımak, çözüm önerileri sunarak süreci yönlendirmek olmalıdır. Ancak görüyoruz ki, bıçak kemiğe dayandıktan sonra ortaya çıkıp “mağdurların yanındayız” demekten öteye geçemiyorlar. Ne yazık ki Erzurum’daki muhalefet temsilcilerinin siyaseti bu dar kalıpların dışına çıkamıyor.

Bir zamanlar hayvancılıkta Türkiye’yi besleyen Erzurum’a bugün günde 15 tır süt girişi yapılıyor. Bunun farkında mısınız? Şehrimizin mülki amirlerinin, Büyükşehir Belediyesinin, Ticaret Odasının, Ticaret Borsasının, Ziraat Odasının, Süt Birliklerinin, Üniversitenin bu konuya dikkatle eğilmesini önemle rica ediyorum. Bu, göz ardı edilemeyecek kadar ciddi bir meseledir. Neden-sonuç ilişkisi kurarak gerekli tedbirleri almak ve çözüme giden yol haritasını oluşturmak sizin öncülüğünüzde olmalıdır.

Ayrıca, et üretimi de bu kapsamda ele alınmalıdır. Oysa et ve süt sektörü, Erzurum’u yeniden ticari anlamda canlandırabilecek en önemli alanlardan biridir. Bunu aylardır dile getiriyoruz. Son dönemde süt üreticilerinin yaptığı eylemler ve şehrimizin nüfus kaybı, dolayısıyla milletvekili sayısının beşe düşmesi, söylediklerimizin doğruluğunu kanıtlayan iki somut göstergedir.

Bir ay önce “Erzurum’un Gerçekleri” başlığıyla bu konuyu sizlerle paylaşmıştım. Ancak artık sadece haklı olmak yetmiyor; bir şeyler yapmak gerekiyor. Ne yazık ki gücümüz yettiğince sesimizi duyurabiliyoruz. Bu noktada, yerel basına da büyük sorumluluk düşüyor. Çünkü Erzurum’da, vatandaşın sorunlarını gerçekten dert edinen özverili bir muhalefet yok.

Selam ve saygılarımla,

Ahmet Türker GÜLLÜLÜ