Türkiye’de bireysel borçlu sayısı 42 milyonu aştı

Türkiye’de bireysel kredi, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarını kapsayan borçluluk oranı rekor düzeye ulaştı. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, Mart 2025 itibarıyla borçlu kişi sayısı yaklaşık 42 milyon 159 bin olarak tespit edildi.

Bu, Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünün finansal yük altında olduğunu gösteriyor. Ortalama kişi başı borç miktarı da ilk kez 100 bin TL’yi aşarak, Türkiye’de finansal baskının boyutlarını ortaya koydu. Özellikle kredi kartı borçları ve kredili mevduat hesapları (KMH) dikkat çekici biçimde arttı.

Ekonomistler artan borçlanma oranlarının hem hanehalkı bütçeleri üzerinde hem de makroekonomik dengeler üzerinde risk oluşturduğuna dikkat çekiyor.Borçlu sayısı: ~42,16 milyon kişi. Kişi başı ortalama borç: 100 bin TL’nin üzerinde. bu Veriler Mart 2025 dönemi için geçerli.

Türkiye’de Kimler Daha Çok Borçlu?

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, bireysel kredi veya kredi kartı borcu olan kişi sayısı 42 milyonun üzerine çıkmış durumda. 
Bu borçlu topluluğu, geniş bir nüfus kesimini kapsıyor: sadece “lüks harcama” yapmak için borçlananlar değil, enflasyonist baskılar nedeniyle temel ihtiyaçlarını bile krediyle karşılamak zorunda kalan haneler de dahil.

Daha düşük ve orta gelirli kesimler, özellikle yüksek ücret artışlarının enflasyon karşısında yetersiz kaldığı bir ortamda, borçlanmaya daha çok yönelmiş gibi görünüyor. Analistler, vatandaşların günlük harcamalarını karşılamak için kredi kartı ve ihtiyaç kredilerine başvurduğunu vurguluyor.

Hangi Borç Kalemlerinde Artış Var?

Bazı borç kalemleri diğerlerine kıyasla daha hızlı artıyor ve bu da borç stratejisinin ve risk profilinin nasıl değiştiğini gösteriyor.

Kredi Kartı Borçları:

Kredi kartı borcu toplamı 2 trilyon TL’yi aşmış durumda.

Kart borcu çok hızlı yükseliyor ve kart kullanıcı sayısı da artıyor: Mart 2024’te ~37,2 milyon kullanıcı varken, 2025’te ~39,1 milyon kişi kredi kartı borcu taşıyor.

Aynı zamanda, kartlara bağlı geri ödememe (temerrüt / takibe düşme) oranı da yükseliyor. 
Kredili Mevduat Hesapları (KMH):KMH borçları da ciddi şekilde büyümüş: KMH bakiyesi 518 milyar TL’ye kadar çıkmış.

Bu borcu taşıyan kişi sayısı da ~30,5 milyon civarında. KMH borçlarında tasfiye riski olan kısmın oranı da %3,6’ya kadar ulaşmış.

Tüketici / İhtiyaç Kredileri (Personal Loans):

Son bir yılda ihtiyaç kredisi hacminde ciddi artış var: Mayıs 2025 itibarıyla ihtiyaç kredilerinin toplamı önceki yıla göre %46 yükselmiş. 
Bu krediler, artık lüks alımlar için değil, günlük hayat maliyetlerini karşılamak için kullanılıyor gibi görünüyor. 
Ancak bazı kaynaklara göre ihtiyaç kredisi kullanıcı sayısı düşerken, kişi başı borç miktarı artmış: örneğin, kredi miktarı azalırken borçlanan kişi başına düşen borç daha yüksek.

Diğer Borç Kalemleri (Konut, Taşıt):
Konut ve taşıt kredileri de var, ancak analize göre asıl risk borçlanmanın kısa vadeli, yüksek faizli kalemlerinde yoğunlaşmış. TBB’nin raporuna göre bireysel krediler içinde konut kredilerinin payı makul seviyede. Yine de toplam bireysel kredi hacmi büyüyor, bu da uzun vadeli borç yükünün artabileceğini gösteriyor.

Hangi Riskler Öne Çıkıyor?
Bu borçlanma dinamikleri, hem hanehalkı düzeyinde hem de bankacılık sistemi açısından bir dizi riski beraberinde getiriyor:

Geri Ödeme Güçlüğü 
Kredi kartı ve tüketici kredilerinde “tahsili gecikmiş alacaklar” hızla yükseliyor. 
–May 2025 döneminde, kanunî takip (yasal takibe düşme) sayısı ciddi artmış: 1 milyondan fazla kişi yasal süreçlere giriyor.

Özellikle kişisel (ihtiyaç) kredilerde non-performing loan (NPL) oranı yükseliyor: Babuşcu’ya göre %5 civarına ulaşıyor.

Kısa Vadeli Borç Yapısı

KMH ve kredi kartı hem kısa vadeli borçlanma araçlarıdır. Bu borçların baskısı, hanehalkı için sürekli likidite ihtiyacına işaret ediyor.
Kısa vadeli borçların toplam içindeki payı yüksek olduğunda, faiz oranı ve ekonomik dalgalanmalar hane bütçelerini daha kolay sarsabilir.

Faiz ve Enflasyon Baskısı
Yüksek enflasyon ve faiz oranları borçlanma maliyetini artırıyor. Bu da borç yapılarını sürdürülemez kılabilir.Faiz oranları yükseldiğinde borçlanma daha pahalı hâle gelirken, borç geri ödeme yükü büyüyor.

Finansal İstikrar Riski

Bankalar açısından, bireysel kredilerde temerrüt oranlarının artması kredi portföyü riskini büyütür. 
Risk Merkezi verileri ve bankaların raporları, bankacılık sisteminin bu kredilerden olası zarar riskine karşı tedbir alması gerektiğini gösteriyor.Ayrıca, yasal takibe düşen bireysel kredi borçlularının artması, varlık yönetim şirketlerine transfer edilen alacak oranlarını da yükseltebilir.

Hanehalkı Gelir ve Alım Gücü Baskısı

Borçlanma, bir yaşam kurtarma aracı hâline gelmişse (yani borç daha çok temel ihtiyaçlar için kullanılıyorsa), bu durum ekonomik kırılganlığı artırır.Gelir artışı enflasyon karşısında yetersiz kalıyorsa, borç sarmalı derinleşebilir ve borçlu bireylerin mali disiplini bozulabilir.

Türkiye’de borçlu kişi sayısının yüksek olması ve borçlanmanın kredi kartı ile kısa vadeli araçlarda yoğunlaşması, önemli bir finansal kırılganlık yaratıyor.Bu kırılganlık hem bireysel düzeyde (borçluların geri ödeme kabiliyeti) hem de sistemik düzeyde (bankaların kredi riski) risk barındırıyor.Ekonomistler ve finansal analistler açısından, politika yapıcıların ve bankaların bu riske karşı dikkatli olması; borçluların ise borçlarını yönetirken mali disipline ve yapılandırmaya önem vermesi kritik görünüyor.