Bugün, 5 Aralık 2025 Cuma

KKM:BİR EKONOMİNİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

MADEM DOĞRUYDU NEDEN KALDIRILIYOR?

Tarih: 16.11.2025 18:01 Güncelleme: 16.11.2025 18:07
KKM:BİR EKONOMİNİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

TRHT: Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KKM’nin “önemli bir koşullu yükümlülük” olduğunu ve sonlandırılmasının finansal istikrarı güçlendireceğini söyledİ,

Şimşek’e göre, KKM stoku ciddi şekilde azaldı ve “sisteme son verme” politikası uygulanıyor tespiti yapıldı. 
AK Parti’nin ekonomik-finansal değerlendirme raporlarında KKM azalışı ve TL’ye dönüş eğilimi yer alıyor.Hükümetin “TL varlıklara güveni artırma” vizyonuyla uyumlu bir sinyal olarak değerlendiriliyor.

Türkiye'nin ekonomi tarihine, bir gün belki de en kalın harflerle yazılacak bir model var: Kur Korumalı Mevduat.
Kimi için “krizi durduran acil fren”, kimi için ise “geleceğe bırakılmış ağır bir fatura.”
Ama bir gerçek var ki; KKM, Türk ekonomisinin son yıllardaki en keskin kırılma noktasıdır.

BİR GECE YARISI EKONOMİSİNİN İTİRAFI
KKM’nin doğduğu gün aslında bir ekonomik itiraf günüydü.
“Türk lirasına güven kalmadı” demenin resmi olmayan, ama en açık yoluydu.

Hükümetin baktığı pencereden tablo netti:
Kur kontrolden çıkmış, piyasa panik havasına girmiş, döviz talebi ülkeyi kilitleme noktasına sürüklemişti.
İktidar “müdahale etmek zorundaydık” diyor.

Doğru… Zorunda kalınmış olabilir.
Ama bazı ‘zorunluluklar’ en büyük bedelleri ödetir.

DEVLETİN KASASINDAN KUR FARKI ÇIKARKEN
KKM’nin bedeli sadece bilanço satırlarında görünmüyor.
Bedel, pazar filesinde, doğalgaz faturasının köşesinde, çocuk bezinin etiketinde duruyor.

Dövizin artışından doğan farkı devlet ödedi.
Devletin ödedikleri de dönüp dolaşıp vatandaşa geldi.
Sonuç: Enflasyonun ateşi bir daha sönmedi.

Bu yüzden birçok ekonomist KKM için tek bir cümle kuruyor:
“Zengini korudu, bedelini gariban ödedi.”

ACI AMA GERÇEK..
Bu model, büyük tasarruf sahiplerinin servetine servet kattı.
Dar gelirli için ise fiyat etiketlerine yeni bir yangın daha olarak döndü.

Siyasetin Kavga Konusu: Başka Bir Türkiye Fotoğrafı

Siyasi tartışmaların merkezinde artık iki Türkiye var:
KKM’den çok kazananların Türkiye’si…
Bir de enflasyonun altında ezilenlerin Türkiye’si.

MUHALEFET AÇIKÇA SÖYLÜYOR
“Bu, ekonomik iflasın resmidir.”

“Büyük bir servet aktarım mekanizmasıdır.”

“Cumhuriyet tarihinin en pahalı hatasıdır.”

İktidar ise aynı sertlikte cevap veriyor:

“Panic dalgasını durduk, Türkiye’yi krizin eşiğinden döndürdük.”

“KKM olmasaydı kur daha da patlardı.”

“Görevini tamamladı, şimdi normalleşiyoruz.”
Her iki taraf da kendi açısından haklı görünüyor.
Ama vatandaşın cebindeki gerçek, siyasetin söylemlerinden daha yüksek sesle konuşuyor.

MADEM DOĞRUYDU NEDEN KALDIRILIYOR?
Bu soru sokakta en çok duyulan soru.
Ekonomi yönetimi KKM’yi sessizce küçültürken toplum haklı olarak soruyor:

Eğer doğru bir politikaysa neden bitiriliyor?
Eğer yanlışsa neden bu kadar geç fark edildi?

Hiçbir ekonomi modeli sonsuz yaşamaz.
Ama bazı modeller, vadesi dolduğunda ardında ağır enkazlar bırakır.
KKM de tam bu sınıfa aday.

GERİDE NE KALACAK?
Bütün tartışmalar bir yana, KKM’nin Türkiye’ye öğrettiği en büyük gerçek şudur:
Ekonomide güven kaybı, en pahalı faturadır.
Bu güven kaybedildiğinde, onu yerine koymak için milyonlarca vatandaşın ödediği bedel yetmez.
Dış politika, para politikası, bütçe disiplini… Hepsi bir yana; güven başka bir şeydir.

KKM bir gün tamamen kapanacak.
Belki çok yakın bir gelecekte…
Ama KKM sonrası dönemde Türkiye’nin asıl sınavı başlayacak.

BU ÜLKE ,TEKRAR KENDİ PARASINA GÜVENMEYİ NASIL ÖĞRENECEK?
KKM, Türkiye’nin ekonomik hafızasında bir gecelik çözümün yıllara yayılan etkisi olarak kalacak.
Kimi ekonomi yönetiminin ustalığı diyecek, kimi büyük bir hata…
Ama biz gazeteciler ve yorumcular için önemli olan tek şey var:
Gerçeğin izini sürmek.
Ve gerçek şu ki:
Türkiye, KKM’den çok daha güçlü bir ekonomiyi hak ediyor.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.