Bugün, 15 Aralık 2025 Pazartesi

Kula Minnet Eylemem: Dik Duruşum Dadaşın Asaletindendir

Kula Minnet Eylemem: Dik Duruşum Dadaşın Asaletindendir

Tarih: 11.12.2025 23:29 Güncelleme: 11.12.2025 23:49
Kula Minnet Eylemem: Dik Duruşum Dadaşın  Asaletindendir

Zamanın ruhu değişiyor; insanlar artık en küçük menfaat için bile birbirine boyun eğmekten çekinmiyor. Oysa bu toprakların yüzyıllardır bize öğrettiği bir söz var: “Kula minnet eylemem.” Bu söz, yalnızca bir meydan okuma değil; insanın özüne, onuruna ve Rabbine olan güveninin ifadesidir. 

Kimsenin kapısında el pençe durmayı değil, rızkın yalnızca Allah’tan geldiğine inanmayı anlatır. Bugün unuttuğumuz erdem belki de tam budur: Şerefi, çıkar ilişkilerine değil, duruşa yaslamak.

Bugünün toplumsal düzeni, insanları sık sık başkalarının onayına, desteğine ve takdirine bağımlı hâle getiriyor.

 Sosyal ilişkiler, iş yaşamı, siyasetin dili… Hepsinde görünmez bir beklenti hâkim: “Birine yaslanırsan ayakta kalırsın.” Oysa “kula minnet eylemem” diyen irade, dayanağını insandan değil, değerlerden alır.

“İnsan diz çöktüğü yerde küçülür.”
“Minnet, özgürlüğün bedelidir; ödeyen esir olur.”
“Duruşu olanın korkusu olmaz; korkusu olanın duruşu olmaz.”

Bu sözlerin halk arasındaki en güçlü yankısı, kuşkusuz Âşık Veysel’ Bu yüzden şöyle der:

“Rızkımı veren Hüda’dır,
Kula minnet eylemem.”

Bu dize, Anadolu irfanının  Erzurum Dadaşının özetidir. İnsan, gücünü başkasından değil, Yaradan’a olan tevekkülünden alır. Menfaat ilişkilerinin hüküm sürdüğü bir çağda bu söz, bize bir gerçeği yeniden hatırlatır:
Kendi değerine biçtiğin fiyat, senin gerçek edenindir.

Bugün toplumun başını öne eğen şey yoksulluk değil, karakter yoksunluğudur. İnsanların kapı kapı dolaşıp üç kuruşluk çıkar için kendi omurgasını pazarlaması, bizi asıl çökerten tablodur. “Kula minnet eylemem” demek, kimseye meydan okumak değil; kendi onuruna sahip çıkmaktır. Bir toplum, bireylerinin duruşu kadar güçlüdür. Eğer herkes aynı kapıya mahkûm olursa, özgürlükten söz edilemez. O yüzden mesele sadece ekonomik imkânlar değil; meselenin özü, insanın kendi haysiyetine nasıl sahip çıktığıdır.

Minnetsiz duruş, bir tercih değil; bir terbiyedir. Ve bu terbiye, unutulan asaletimizi yeniden hatırlatacak tek şeydir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.