Bugün, 16 Aralık 2025 Salı

milyonlarca liralık – hatta milyonlarca dolarlık müzelerde kayıp eserler önergesi neden ret edildi

MÜZELERDE KAYIP ESERLER: MECLİS NEDEN ARAŞTIRMAK İSTEMEDİ?

Tarih: 16.12.2025 12:30 Güncelleme: 16.12.2025 12:30
milyonlarca   liralık – hatta milyonlarca dolarlık  müzelerde kayıp eserler önergesi neden ret edildi

Siyasette bazen öyle başlıklar vardır ki, parti rozetlerini bir kenara bırakıp tek bir soruya odaklanmak gerekir:
Bu karar kimin lehine, kimin aleyhine?

TBMM’ye sunulan ve müzelerdeki milyonlarca liralık – hatta milyonlarca dolarlık – eser kaybı iddialarının araştırılmasını isteyen önerge de tam olarak böyle bir başlıktı. CHP’li milletvekili Mühip Kanko’nun verdiği önerge, iddia edilen kayıpların ortaya çıkarılmasını, sorumluların belirlenmesini ve kültürel mirasın akıbetinin şeffaf biçimde incelenmesini amaçlıyordu. Ancak önerge Meclis çoğunluğu tarafından reddedildi.

Burada durup düşünmek gerekiyor.

CHP BU ÖNERGEYİ VEREREK NEYİ AMAÇLADI?

CHP’nin attığı adımın özü oldukça net:
“Kayıp var mı, varsa nerede, kim sorumlu?” sorularının Meclis çatısı altında yanıtlanması.

Bu önergeyle CHP, siyasi olarak hükümeti zor durumda bırakacak bir tartışma başlığı açmak istemiş olabilir; bu siyasetin doğasında var. Ancak işin özü, siyasi polemiğin ötesinde, kamuya ait kültürel varlıkların akıbetinin denetlenmesi meselesidir.

Unutulmaması gereken şu:
Müzelerdeki eserler ne iktidarın ne muhalefetin malıdır.
Onlar milletindir.

Dolayısıyla CHP’nin önergesi, niyet okuması yapılmadan değerlendirildiğinde, vatandaşın “bilme hakkını” savunan bir talep olarak da okunabilir.

HÜKÜMET NEDEN RET ETTİ?

Gelelim asıl kritik noktaya.

Hükümet cephesi bu tür önergeleri genellikle şu gerekçelerle reddediyor:

“İlgili kurumlar zaten denetleniyor”

“Yargı ve Sayıştay mekanizmaları mevcut”

“Araştırma komisyonuna gerek yok”

Bu gerekçeler teoride doğru olabilir. Ancak pratikte şu soru ortada duruyor:
Eğer her şey yolundaysa, neden Meclis’te kapsamlı bir araştırmadan kaçınılıyor?

Araştırma önergesi, bir suçlama değildir.
Araştırma önergesi, bir mahkûmiyet değildir.
Araştırma önergesi, şeffaflık talebidir.

Bu yüzden ret kararı, kamuoyunda şu algıyı doğuruyor:
“Ortada saklanacak bir şey mi var?”

VATANDAŞ BU RETTEN NE KAZANDI?

Asıl mesele tam da burada.

Bu önergenin reddedilmesiyle:

Vatandaş, iddiaların doğru mu yanlış mı olduğunu öğrenemedi.

Kayıp denilen eserlerin akıbeti netleşmedi.

Sorumluluk zinciri ortaya konulmadı.

Yani sonuç itibarıyla kazanan olmadı.
Ama kaybeden vatandaş oldu.

Çünkü kültürel miras, sadece vitrin süsü değildir; bir ülkenin hafızasıdır. O hafızada bir boşluk varsa, bunu sormak muhalefetin görevi olduğu kadar, yanıtlamak da iktidarın sorumluluğudur.

PEKİ KİM HAKLI?

Bu soruya net bir cevap vermek zor.

CHP, bu önergeyle denetim görevini yerine getirdiğini savunabilir.

Hükümet, “kurumlar zaten çalışıyor” diyerek siyasi risk almamak istemiş olabilir.

Ama vatandaşın penceresinden bakıldığında tablo nettir:
Şeffaflık artmadıysa, güven de artmaz.

Bugün reddedilen bir araştırma, yarın çok daha büyük bir tartışmanın kapısını aralayabilir. Çünkü cevaplanmayan sorular, zamanla daha yüksek sesle sorulur.

Ve şu cümle, bütün bu tartışmanın özeti gibidir:
“Araştırmaktan korkulmuyorsa, araştırmaya neden izin verilmez?”

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.