TRHT: Türk siyasetinde sözler unutulmaz, ama zaman her sözü yeniden yorumlatır. Yavuz Ağıralioğlu’nun CHP’ye dair geçmişte kurduğu sert cümlelerle bugün kurduğu temas arasındaki mesafe, siyasetin değişmeyen gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor: Dün “asla” denilen yer, bugün “konuşulabilir” hale gelebiliyor.
Siyasette Hafıza Uzundur
Siyasetçiler için en zor sınav, söylediklerinin arşivle karşı karşıya gelmesidir. Yavuz Ağıralioğlu da bu sınavın içinden geçen isimlerden biri. Özellikle CHP hakkında geçmiş yıllarda dile getirdiği eleştiriler, bugün geldiği nokta ile ister istemez kıyaslanıyor.
Bu kıyas, kişisel bir tutarsızlık tartışmasından çok, Türkiye siyasetinin yapısal gerçeklerini anlamak açısından önemli.
Dün: Net Mesafe, Sert Eleştiri
Ağıralioğlu’nun CHP’ye dair eski konuşmaları, yoruma kapalıydı.
Özellikle CHP’nin HDP ile kurduğu ilişkiye yönelik eleştirileri, siyasi çizgisinin kırmızı çizgisi olarak sunuluyordu.

O dönem kullanılan dil; Mesafeli, Sert, Tavizsiz.
Bir anlamda seçmene verilen mesaj şuydu:
“Bu siyasi hatta biz yokuz.”
Bu tavır, Ağıralioğlu’nun milliyetçi–muhafazakâr seçmenle kurduğu bağın da temel dayanaklarından biriydi.
Bugün: Diyalog Kapısı Aralanıyor, Aradan zaman geçti. Türkiye değişti, siyaset sıkıştı, denklemler zorlaştı. Ve Ağıralioğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret etti.
Bu ziyaretin ardından kurduğu cümle ise siyasetin bugünkü ruhunu özetliyordu:
“Hükümet Öcalan’la konuşuyor, biz memleket için konuşmayalım mı?”
Bu söz, geçmişteki net mesafeden farklı olarak, iletişimi meşrulaştıran bir bakış açısını yansıtıyordu.
Artık mesele “yan yana gelmek” değil, “konuşabilmek” üzerinden tarif ediliyordu.
İttifak Yok, Temas Var
Önemli bir detay var:
Ağıralioğlu, bu temasın bir ittifak anlamına gelmediğini özellikle vurguladı. Anahtar Parti’nin seçimlere müstakil girme kararlılığı net bir şekilde ifade edildi.
Yani tablo şu:

1-Ortak liste yok
2-Seçim ittifakı yok
3-Siyasi temas ve istişare var
Bu da modern siyasetin sıkça başvurduğu bir yöntemi işaret ediyor:
“Yan yana gelmeden konuşabilmek.”
Siyasetin Değişmeyen Gerçeği Bu noktada soru şu değil: “Ne dedi, neden değişti?”
Asıl soru şu olmalı: Siyaset, değişmeden yapılabilir mi?
Türkiye’de siyaset, çoğu zaman yüksek sesli cümlelerle başlar; ama yönetilebilirlik, çoğu zaman düşük tonlu temaslarla sürdürülür. Dün sert sözler, bugün daha esnek bir dil… Bu, sadece Ağıralioğlu’nun değil, siyasetin doğasının bir sonucudur.
Dünle Bugün Arasında Siyaset
Yavuz Ağıralioğlu’nun CHP’ye dair söylemleri bize şunu gösteriyor: Siyasette sözler sabit kalabilir ama şartlar asla sabit kalmaz.
Dün çizilen kalın sınırlar, bugün yerini kontrollü temaslara bırakabiliyor. Bu bir geri adım mı, yoksa siyasetin zorunlu bir evrimi mi?
Bunun cevabını zaman verecek.
Ama kesin olan şu:
Siyasetin gerçekleri, en çok “dün” ile “bugün” yan yana geldiğinde görünür.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.