Hizbullah çoğu faaliyetini Türkiye'de gerçekleştiren militan örgüttür .90'lı yıllarda  şiddet eylemleri gerçekleştiren örgüt, 2000'ler ve sonrasında şiddet içerikli olmayan faaliyetlere odaklanmıştır.İsim benzerliğinin aksine Türkiye'deki Hizbullah ile Lübnan'daki Hizbullah arasında hiçbir ilişki bulunamamıştır.

Türkiye'de terör faliyetlerine Emniyet kaynaklarından alınan bilgilerde, 1979-1980 yıllarında Diyarbakır'daki V.adlı kitapçıda toplantılarla oluşturulmaya başlandı.
A. E.'nin sahip olduğu bu kitapçıdaki toplantılar, F. G. ve H. V. tarafından düzenleniyordu. 1981 yılında genişlemeye başladı.
1987'de H. V.  liderliğindeki İlim kolu, hemen silahlı faaliyetlere başlama kanaatindeydi. Anlaşmazlıklar, iki grup arasında geçen kanlı çatışmalarla sonuçlandı.
2000'e Doğru dergisinin Diyarbakır temsilcisi Halit Güngen Hizbullahçılar tarafından öldürüldü. 

CHP'li Fikri Sağlar, Türk Silahlı kuvvetlerinin  Hizbullah'ı  kullandığını , sponsorluğunu yaptığını söylediği sözleri günlerce gazete manşetlerine taşınmıştı.
Silahlı kuvvetler, Hizbullah'a devrim sonrası İran tarafından para yardımı yapıldığını ve eğitim verildiğini; ayrıca İran'ın, Orta Doğu boyunca terör örgütleri vasıtasıyla İslami hükûmetler kurmak istediğini belirtmişti.
Türkiye'deki Meclis Araştırma Komisyonu'nun 1993 raporunda; Hizbullah'ın, Batman ilinde güvenlik güçleri tarafından siyasi ve askerî eğitim, ayrıca destek aldıkları yönünde bilgi paylaşıldı.
Emniyet güçleri örgüt mensuplarının İran'da siyasi ve askeri eğitim aldığını, örgütün İran modeli bir İslam devleti kurmayı amaçladığını belgeleri ile birlikte ispatladı.
Hatta Örgütün itirafçısı Aziz Tunç örgüt içinde İran'a yoğun bir sempati olduğunu ve örgüt üyelerinin İran'a gidip geldiğini itiraf etti.
Hizbullah ise İran'la bağlarının olduğunu reddetmedi ve Müslümanların birliği için tüm İslami oluşumlarla münasebet içinde olmayı dilediklerini ancak cemaatin bağımsız bir hareket olduğunu ve İran'ın vekil birimi olmadığını söyledi.
İstanbul'da bazı iş adamlarının kaçırılması  sonrası yurt genelinde Hizbullah taraftarlarına karşı aramalar ve operasyonlar başladı. 17 Ocak 2000'de Beykoz'daki bir operasyon sırasında Hüseyin Velioğlu öldürüldü ve Edip Gümüş ile Cemal Tutar gözaltına alındı. Cemal Tutar'ın, Hizbullah'ın askerî kanat sorumlusu olduğu öne sürülürken, Edip Gümüş’ün de örgütün üst düzey yöneticilerinden biri olmakla itham edildi.
Diyarbakır'da, Hizbullah üyesi olduğu ileri sürülen pek çok kişi mahkemeye sevkedildi.ve
Hizbullah mahkemesi Aralık 2009'da sonuçlandı. Zanlılar çeşitli sürelerde hapis cezalarına çarptırıldı, Cemal Tutar ile Edip Gümüş’ün de aralarında bulunduğu 16 kişiye müebbet hapis cezası verildi.