Türkiye’de emeklilik, uzun yıllar çalışmanın ardından elde edilmesi gereken bir “dinlenme hakkı” olmaktan giderek uzaklaşıyor. Bugün gelinen noktada, özellikle memur emeklileri, yapılan yasal düzenlemelerle ekonomik olarak daha da zor bir sürecin içine itilmiş durumda.
Çalışan memurlara 2023 yılında getirilen seyyanen ek ödeme, maaşlarda ciddi bir artış sağlamış olsa da aynı hak emekli memurlara tanınmadı. Üstelik bu durum, sonradan eklenen yasal maddelerle netleştirilerek, adeta tartışmaya kapatıldı. Peki bu ayrımın gerekçesi neydi?
Gerekçe Ne, Sonuç Kim İçin Ağır?
Resmî açıklamalara göre seyyanen ek ödeme, “emeklilik keseneğine tabi olmayan bir ödeme” olarak düzenlendi. Böylece devlet, teknik bir mevzuat diliyle, bu ödemenin emekli maaşlarına yansıtılmasının önünü kapattı. Ancak mesele hukuki tanımdan ibaret değil; mesele sosyal devlet anlayışı ile doğrudan ilgilidir.
Bugün kira, gıda, enerji ve sağlık giderleri karşısında emekli maaşlarının eridiği herkesin malumu. Aynı kurumda, aynı unvanla yıllarca görev yapmış bir memurun çalışırken aldığı ödeme ile emekli olduktan sonra tamamen dışarıda bırakılması, kamu vicdanında ciddi bir soru işareti oluşturmaktadır.
Bütçe Disiplini mi, Emeklinin Yükü mü?
Bu kararın arka planında en sık dile getirilen gerekçe, bütçe disiplini. Ancak bütçe dengesi sağlanırken yükün büyük ölçüde sabit gelirli emeklilerin omuzlarına bindirilmesi, adalet duygusunu zedeliyor. Emekliler, ne ek iş yapabiliyor ne de gelirini artırabilecek bir imkâna sahip. Buna rağmen alınan her kararın ilk etkilediği kesim yine emekliler oluyor.
Üstelik seyyanen ek ödemenin emekliliğe yansıtılmaması, sadece bugünün emeklilerini değil, yarının emeklisi olacak memurları da doğrudan ilgilendiriyor. Bu durum, kamu çalışanları açısından emekliliği cazip olmaktan çıkaran bir tablo ortaya koyuyor.
Sosyal Devlet İlkesinin Sessiz Sınavı
Anayasa’da yer alan “sosyal devlet” ilkesi, sadece çalışanı değil, emeğini tamamlamış bireyi de korumayı gerektirir. Emekliler, devlete yük değil; yıllarca bu yükü taşıyan kesimdir. Yapılan düzenlemelerin teknik gerekçelerle savunulması mümkün olabilir; ancak toplumsal adalet açısından savunulması giderek zorlaşmaktadır.
Bugün emekliler, geçim sıkıntısı ile mücadele ederken, “çalışırken verilen ama emeklilikte yok sayılan” ödemeler, bu mücadelenin sembolü hâline gelmiştir.
Son Söz Yerine
Seyyanen ek ödemenin emeklilere yansıtılmaması, sadece bir mali düzenleme değil; emekliye bakış açısının bir yansımasıdır. Bu yaklaşım değişmediği sürece, yapılan her iyileştirme yarım kalacak, her düzenleme yeni bir mağduriyet üretecektir.
Emekliler ayrıcalık değil, hakkını istiyor.
