Bugün, 5 Aralık 2025 Cuma

Tuncay Çifçi


Sosyal Medyada Gündem Oldu: Papa, İttifak, Siyaset ve Miliyetçi Parti’lerin Sesi

Tarih, Din ve Siyasetin Kesişimi — İznik’ten Yükselen Yankılar


Dün İznik’te tarih, din ve siyaset iç içe geçti. Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti, 1700 yıllık bir konsilin anısına düzenlenen ayin, görünürde bir barış çağrısıydı; ama alt metninde kimlik, bellek ve hassasiyetlerin yankısı saklıydı. Sosyal medyada adeta bir tsunami gibi yayılan bu ziyaret, yalnız sembolik değildi — aynı zamanda bir mesajdı.

Bazıları için “barış ve hoşgörü” çağrısıydı; bazıları içinse eski yaraları kazıyan bir dönemeç. Kimilerine göre, İznik’te bir ayin; kimilerine göre, tarihî soruların, kimlik kaygılarının, diplomatik tartışmaların zemini.

MHP ve Diğer Milliyetçi Cephelerde Sert Tepkiler

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) cephesinden gelen ses oldukça net: Ziyaret, sıradan bir dini ziyaret değil; planlı mesajların, çağrışımların ve “kırmızı çizgi” olarak kabul edilen değerlerin test edilmesiydi. Bu sert çıkış, Cumhur İttifakı’nın içindeki hassas dengeleri de sallamaya başladı.

Benzer biçimde — Büyük Birlik Partisi (BBP) gibi — ittifak cephesine yakın muhafazakâr partiler de bu ziyareti sadece ruhani bir ziyaret olarak görmediler; “tarih, ruhani ortam ve kimlik hassasiyeti” dengesi üzerinden derin bir rahatsızlık duyduklarını dile getirdiler.

Anahtar Parti: “Bu Ziyareti Salt İbadet Olarak Okumak Naifliktir”

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Papa’nın Türkiye ziyaretiyle ilgili net ve sert ifadeler kullandı. Ona göre bu ziyaret, özenle planlanmış diplomatik ve sembolik bir hamleydi — “sadece ibadet” değil.

> “Mekânlar, takvimler, semboller özenle seçilmiş; teoloji, diplomasiye dönüştürülmüştür.”
“İznik’te dogmanın kaynağına gidiliyor, Fener’de Doğu kilisesi yanına alınıyor, Kudüs’e giden yol hazırlanıyor.”
“Bu ziyaret ‘ibadet’ için mi, yoksa ‘egemenlik ve sembol hâkimiyeti’ için mi?”

Ağıralioğlu, Türkiye’nin yönünü, dış ortaklıkların ya da görünüşte dinî temasların değil, milletin iradesinin belirlemesi gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, siyaset arenasında yeni bir söylemin sinyalini de taşıyor: “Millî irade, milli hassasiyet, sembolik dengeler.”

AK Parti Sessizliği ve Cumhur İttifakı’nda Belirsiz Bir Gerginlik

AK Parti cephesinden henüz sert, net bir karşı açıklama gelmedi. Sessizlik, MHP – Anahtar Parti cephesindeki sert söylemle birlikte gölgede bir bekleyişe dönüştü. Bu, ittifak içinde görünür bir gerilime dönüşebilecek bir sınav.

Şimdilik “resmî kopuş” yok; ama “görünmez çatlaklar”, “kimlik hassasiyeti” zemini ve tabandaki tedirginlik — Cumhur İttifakı’nın birlikte kalma iradesini test ediyor.

Sembolik Bir Birlik Çağrısı mı, Kimlik Üzerinden Bir Hamle mi?

Yavuz Ağıralioğlu’nun çıkışı, Papa ziyaretini salt ruhani bir etkinlik olmaktan çıkarıp — “tarih, kimlik, egemenlik ve millet iradesi” gibi başlıklarla yeniden tanımladı. Bu tanım, siyasi dengeleri — ittifakları, partiler arası hassasiyetleri ve toplumsal hassasiyetleri z yeniden tartışmaya açtı.

Ziyaretin ardından yükselen tepkiler, salt siyasi açıklamaların ötesinde bir ruh hâlini ve toplumun iç dengelerini ilgilendiriyor: Kimlik, tarih, temsil ve semboller…

Türkiye’de tarih, din, kimlik ve siyaset birbirine öylesine sarılı ki; her ziyafet, her ayin, her sembol bir test. Ve bugün — Papa’ya uzatılan el kadar — o elin ardındaki niyet, seçilmiş semboller ve görünmez haritalar da sorgulanıyor.

Anahtar Parti’nin sesi, sadece bir parti eleştirisi değil: Kimlik hassasiyeti, toplumsal refleks, millî irade çağrısı. Bu çağrı, siyaseti, medyayı, sokağı ve vicdanı aynı anda etkiliyor.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.