Küresel tepki verilmez ise İsrail daha da ileri gidecek.
Netanyahu, göreve başladığı tarih itibari ile “Büyük İsrail” vizyonuna atıfta bulunarak ve Nil’den Fırat’a uzanan bir bölgeyi hedeflediğini dile getirdi. Bu açıklamaları, bölgedeki bazı ülkeler ve uluslararası toplum tarafından eleştirilip, uluslararası hukukun ihlali olarak görülsede hiç bir Ülke İsrail'i sözle bile uyarmadı.
Uluslararası toplumun tepkisi çok önemli bir etken. Tepkilerin yetersiz kalması, İSRAİL'in cesur adımlar atmasına neden oldu.
İsrail neden böyle bir saldırı düzenledi? işte bu yüzden
TÜRKİYE BU SAVAŞIN NERESİNDE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini genellikle sert bir şekilde eleştiriyor ve Gazze’ye insani yardım ulaştırmanın önemini vurguluyor. Dolayısıyla, Gazze’lere yardım etmeyi ve onların durumunu uluslararası platformlarda gündeme getirmeyi kesinlikle önemsiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump, BM Genel Kurulu sırasında Gazze konusunu ele aldılar. Bu toplantıya Endonezya, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Pakistan ve Mısır gibi ülkelerin liderleri de katıldı. Görüşmede, Gazze’de ateşkes sağlanması ve insani yardımın ulaştırılması gibi konular üzerinde duruldu.
Gazze’ye yardımın gecikmesinin nedenleri arasında güvenlik engelleri, lojistik zorluklar, politik çekişmeler ve uluslararası ilişkilerdeki karmaşıklıklar yer alıyor.Bölgedeki güvenlik durumu ve sınırlardaki engellemeler de yardımın zamanında ulaşmasını zorlaştırıyor.
İsrail'in son saldırılarından sonra Filistin'de ve Gazze'de 7 Ekim 2023’ten itibaren toplamda yaklaşık 64.803 Filistinli hayatını kaybetti. Bu rakam, oldukça yüksek ve ciddi bir durum.
DİKKAT ÇEKEN
Son saldırılar sırasında, 7 Ekim 2023’ten itibaren yaklaşık 1.960 İsrailli asker hayatını kaybetti.
Hamas üyelerinin tam olarak kaç kişinin hayatını kaybettiğine dair net ve güncel bir bilgi bulunmuyor.
Gazze’de bulunan sınırlı kaynaklar, yoğun bir şekilde kuşatma altında olmaları, altyapı yetersizlikleri ve insani koşulların zorluğu yer alıyor. Ayrıca, dış dünyayla sınırlı iletişim ve destek imkânları da bu durumu etkiliyor. Tüm bu etkenler, Gazze’nin karşılık verme kapasitesini kısıtlıyor.
FİLİSTİN DEVLETİNİ TANIYORUZ DİYEN ÜLKELER SİLAH YARDIMI KESTİMİ
Filistin Devleti’ni tanıyan ülkelerin büyük bir çoğunluğu, İsrail’e silah ve para yardımını kesmiş değil. Mesela ABD, Almanya ve İngiltere gibi ülkeler, İsrail’e olan askeri desteğini sürdürmeye devam ediyor.
İsrail, en çok Amerika Birleşik Devletleri’nden destek görüyor ve aynı zamanda Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya ve Kanada gibi Batı ülkeleriyle de güçlü ilişkiler kurmuş durumda. Ayrıca Hindistan, Avustralya, Japonya ve Güney Kore gibi Asya ülkelerinden de destek alıyor. Bu ülkeler, çeşitli alanlarda İsrail ile iş birliği yapıyor.
Bu durum gerçekten karmaşık bir dengeyi yansıtıyor. Birçok ülke, Filistin devletini tanıdığını ifade etse de, aynı zamanda İsrail ile savunma ve ticari ilişkilerini de sürdürebiliyor. Bu tür ikili yaklaşımlar, uluslararası politikanın sıkça karşılaşılan çelişkilerinden biri. Bu durumun arka planında, stratejik çıkarlar, diplomatik dengeler ve bölgesel dinamikler rol oynuyor. Bu yüzden bu tür durumlar, oldukça karmaşık ve çok boyutlu değerlendirmeler gerektiriyor.
Bu durum ülkelerin politikalarının ne kadar karmaşık ve pragmatik olduğunu gösteriyor. Uluslararası ilişkilerde, bazen değerler ve çıkarlar arasında bir denge kurmak zor olabiliyor. Bu da zaman zaman samimiyet tartışmalarını beraberinde getiriyor.
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞI'NDA TÜRKİYE
Türkiye, İsrail-Filistin çatışmasında genellikle Filistin tarafını destekliyor. Hamas lideri İsmail Haniye’nin Türkiye’yi ziyaret etmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hamas’ı Kuvayı Milliye ile özdeşleştirmesi, Türkiye’nin Filistin’e verdiği desteği ortaya koyuyor. Ayrıca, Türkiye, Gazze’deki savaşın sona ermesine katkı sağlamayı ve uluslararası barış süreçlerinde aktif rol almayı hedefliyor.
Gazze’deki son çatışmalar sırasında, birçok Filistinli kuzeyden güneye doğru göç etmek zorunda kalıyor. Birleşmiş Milletler’e göre, Ağustos sonu itibariyle yaklaşık bir milyon kişi göç etmiş durumda.Türkiye’ye göç etmeyi düşünen Gazze’lilerin sayısı da artmış durumda. 2023 yılında Türkiye’ye giriş yapan Filistinli sayısı, bir önceki yıla göre neredeyse üç kat artmış. Bu durum, Gazze’den Türkiye’ye doğru bir göç eğilimini gösteriyor.
Gazze’deki son çatışmalar nedeniyle kuzeyden güneye göç eden bir milyon Filistinli, ağırlıklı olarak Deyr el-Belah ve Refah gibi güney bölgelerine yerleşti. Ancak, bu bölgelerde de koşullar oldukça zorlu ve insani yardım ihtiyacı büyük.
Türkiye, 2025 yılında Gazze’ye insani yardım sağlamak için çeşitli yollar kullanıyor. Türk Kızılayı, gıda, hijyen ve tıbbi malzemeler gönderirken, İHH İnsani Yardım Vakfı da sıcak yemek ve ekmek dağıtımı yapıyor. Ayrıca, Türkiye, Gazze’ye 120 bin ton un göndererek un ihtiyacını da karşılamaya çalışıyor. Bu şekilde Gazze’ye önemli bir destek sağlanıyor.
HAVADAN İSRAİL KARADAN TÜRKİYE
İsrail ordusu, Türk ordusuna karşı herhangi bir askeri girişimde bulunamaz. İsrail, Türk ordusunun gücünü ve etkisini dikkate alıyor,
Türkiye ve İsrail’in savunma sanayileri farklı güçlü yönlere sahip. İsrail, yüksek teknoloji ve hava savunma sistemlerinde dünyaca tanınmış bir liderken, Türkiye ise geniş insan gücü, kara ve deniz kuvvetleri ile dikkati çekiyor. Ayrıca Türkiye’nin savunma sanayi yatırımları, yerli projelere ve büyük savunma şirketlerine odaklanıyor. Sonuç olarak, her iki ülke de kendi alanlarında oldukça güçlü ve farklı uzmanlıklara sahip.
İsrail hava savunmasında, Türkiye kara ve deniz savunmasında, lider ülke konumunda,
İsrail, özellikle hava savunma sistemleri, insansız hava araçları ve siber güvenlik alanlarında öne çıkarken, Türkiye de kara ve deniz savunmasında güçlü adımlar atıyor. Her iki ülkenin de kendi alanlarında farklı uzmanlıkları ve güçlü yönleri var, bu da onları savunma alanında oldukça önemli kılıyor.